Bilim kurgu ve aksiyon türleri arasında izlemesi en çok keyif veren filmlerden biri olan Hellboy, sıradışı senaryosu ve ilgi çekici hikayesiyle çıkardığı iki filmiyle de sinemaseverlerin beğenisini toplamayı başarmıştır.
İlki 2004 yılında beyazperdeyle buluşturulan Hellboy serisi, hiç şüphesiz ki hem içerisinde barındırdığı gerçek olaylarla; hem de izleyicilerinin hayalinin ötesine geçebilecek karakterleriyle birlikte son derece mükemmel bir seri olarak karşımıza çıkmaktadır. Böylesine orijinal ve sürükleyici bir hikayenin, beyazperdeyle buluşmasıyla ortaya çıkan bu sıradışı film; her biri birbirinden kaliteli ve heyecan verici olarak sinemaseverlerin beğenisine sunulmuştur.
Aynı zamanda filme adını veren, aslında cehennemden gelen bir zebani olması gereken ancak kendisini iyilik yapmaya adayan Hellboy’un başından geçen macera dolu hikayelere tanık olacağımız bu yapımlarda; zaman zaman gerilim düzeyleri üst noktalara çıkmaktadır. Çünkü bu yapımlar, içerdiği ilgi çekici senaryonun yanısıra; son derece heyecanlı bir hikayeyi de içerisinde bulundurmaktadır.
2004’te çıkan ilk filmin ve 2008’de çıkan ikinci filmin de yönetmenliğini üstlenen ünlü yönetmen Guillermo Del Toro, tartışmasız bir şekilde sinema dünyasında unutulmaz iki eser bırakmayı başarmıştır. Siz değerli sinemaseverlerimize şiddetle tavsiye ettiğimiz, bir anından bile sıkılmayacağınız Hellboy serisindeki filmlerin genel olarak konusu ise şöyle ilerlemektedir …
II. Dünya Savaşı sırasında savaşı kendi lehlerine çevirebilmek için her türlü yolu denemiş olan Naziler, aynı zamanda yaptıkları bu deneyler sırasında Hellboy adında bir cehennem zebanisinin de dünyaya gelmesine neden olmuşlardır. Son derece sıradışı yeteneklere sahip ve bir o kadar da zeki olan Hellboy, her ne kadar cehennemden geliyor olsa da; o kendisini iyiliğe adamış bir zebanidir. Kendisini kurtarmayı başaran Profesör Boom ve birkaç doğaüstü yeteneklere sahip arkadaşlarıyla birlikte Hellboy, kötülüğe karşı savaşmayı kendisine görev bilecektir.
Hellboy’u kurtarıp onu yetiştiren Profesör Boom, günün birinde bundan yıllar önce mistik varlıklar ve insanlar arasında yaşanan bir savaştan bahseder. Bu hikayeye göre Altın Ordu adı verilen güçlü bir ordu, sadece Elves Kralı’nın soyundan biri tarafından yönetebilinecektir. Ancak bir savaşın daha olmasını engelleyebilmek adına Kral Balor, insanların dünyasında yaşayan mistik yaratıkların ormanlarda yaşamasını emretse de; oğlu Nuada bu durumu kabullenemeyecektir. Krallığı terk eden Nuada, yıllar sonra insanların dünyasında ortaya çıkacak ve burayı ele geçirmeye çalışacaktır.
Her ne kadar bir zebani olsa da insanlarla yaşamaya fazlasıyla alışan Hellboy, son zamanlarda büyük bir ikilem arasında kalmıştır. Kendisini insanlara yakın hissetse de, bir zebani olduğunu bildiği için hangi tarafı seçmesi gerektiğine bir türlü karar veremeyen Hellboy; bu sırada dünyanın kötü bir güç tarafından tehdit altında olduğunu öğrenir. Bundan yüz yıllar önce, Kral Arthur zamanında yaşamış olan kara büyücü Nimue’nin, Merlin’in güçlerini çalarak ortaya çıktığını öğrenen Hellboy; intikama susamış bu kara büyücüyü engelleyebilmek için ne gerekiyorsa yapacaktır.