Köpek Severlerin İzlemesi Gereken Filmler

Sinemanın en ikonik köpeği, klasik bir hikâyenin modern bir versiyonu ile geri dönüyor. Lassie ve 12 yaşındaki Florian, birbirlerinin en yakın oyun arkadaşlarıdır. Ancak, Florian'ın babası Andreas işini kaybedince, Lassie'yi uzak bir yere göndermek zorunda kalmaları ikisinin de yüreğini sızlatır. Lassie, geçici olarak Priscilla adında 12 yaşındaki bir kızın da bulunduğu iyi niyetli bakıcılar tarafından sahiplenilir. Fakat, fırsatçı bir bakıcı tarafından kötü muameleye maruz kalan Lassie, ilk fırsatta kaçmayı başarır. Florian ve Priscilla, Lassie'yi bulmak için yola koyulurlar. Bu, Güney Almanya'da destansı bir maceranın başlangıcını işaret eder. Lassie, eve dönüş yolculuğunda birçok zorluk ve engelle karşılaşır. Hem insan hem de köpek karakterleri, bu zorlukların üstesinden gelmek için cesaret ve kararlılıkla hareket ederler. Bir çocuk ile köpeği arasındaki bağın kolayca koparılamayacağını vurgulayan bu hikâye, izleyicilere sevgi ve sadakatin gücünü bir kez daha hatırlatıyor.

Max, Beyaz Saray'a atandığında, gizli servis köpeği Charlie doğum iznindedir. Bu süreçte Max, Başkanın 12 yaşındaki oğlu TJ ile tanışma fırsatı bulur. TJ, babasının yüksek profilli bir görevde bulunmasının getirdiği zorluklarla başa çıkmak ve normal bir yaşam sürmek için büyük çaba sarf etmektedir. Arkadaş edinme ve günlük yaşamında kendini rahat hissetme konusunda sıkıntılar yaşamaktadır. Rusya Devlet Başkanı ve kızı Alexandra'nın resmi ziyareti sırasında, TJ'den Alex'e eşlik etmesi istenir. Bu durum başlangıçta TJ için bir miktar kaygı yaratır, ancak zamanla TJ ve Alex arasında güçlü bir dostluk gelişir. İkili, Beyaz Saray ve Washington D.C.'nin çeşitli yerlerini keşfederken keyifli anlar yaşarlar.

Opal adında genç bir kız, babasıyla birlikte yeni bir karavan parkına taşınır. Babası sürekli meşguldür, bu yüzden Opal kendini yalnız hissetmektedir. Yeni bir başlangıç yapma umuduyla doludur. Bir gün babası, ondan yakınlardaki Winn-Dixie süpermarketine gidip yiyecek almasını ister. Marketin kapısından içeri girdiğinde, içeride bir karmaşa olduğunu fark eder. İnsanlar, marketin içinde koşuşturan ve ortalığı dağıtan bir köpeğin peşindedir. Köpek, market müdürünün üzerine atlayınca, müdür hemen işçilere köpeği yakalamalarını ve barınağa göndermelerini emreder. Opal, köpeğin barınağa gitmesini istemez ve cesurca köpeğin kendisine ait olduğunu söyler. Bu cesur çıkışıyla Opal, köpeği sahiplenir ve ona, bulunduğu marketin adını vererek Winn-Dixie ismini koyar. Yeni dostuyla birlikte eve döner ve babasından köpeği tutmasına izin vermesini rica eder.

21 yaşındaki şımarık üniversite öğrencisi Luce Lockhart, tatil döneminde zengin bir yazılım geliştiricisinin köpeğini gezdirmekle görevlendirilir. Bu görev sırasında, geliştiricinin yakınlardaki popüler ve sevimli köpek parkının üzerine bir salon/spa inşa etme planları olduğunu öğrenir ve bu durum onu heyecanlandırır. Ancak, parkı korumak için aktif bir şekilde mücadele eden, sinir bozucu ama bir o kadar da çekici köpek gezdiricisi Dean ile tanışması, Luce'nin bu projeye dair hislerini sorgulamasına yol açar. Dean, köpek parkının yalnızca bir mekan olmadığını, aynı zamanda köpek sahipleri için bir topluluk merkezi işlevi gördüğünü ve parkın düzenli ziyaretçileri arasında güçlü bağların kurulduğunu Luce'ye anlatır.

13 yaşındaki George, babasını kaybetmenin derin acısıyla başa çıkmaya çalışırken, birdenbire olgunlaşma zorunluluğuyla karşı karşıya kalır. Babasının yokluğunda, aile çiftliğini ayakta tutma yükümlülüğü George ile büyükanne ve büyükbabasının omuzlarına biner. Trajedi ve artan sorumluluklar arasında sıkışıp kalan George, bir çıkış yolu ararken komşusunun köpeği Tucker'da bir teselli bulur. Alkol bağımlısı olan komşusu Thorne hapse girdiğinde, George Tucker'a bakma sorumluluğunu üstlenir. Tucker, George'un sadık bir arkadaşı haline gelir ve ona destek ile umut sunar. Ancak Thorne serbest kaldığında, George'un Tucker'la birlikte kalabilmesi için bir çözüm bulması gerekecektir. George, bu zorlu süreçte Tucker ile güçlü bir bağ kurar ve bu bağ, onun kişisel ve duygusal gelişiminde önemli bir rol oynar.

Reunion Adası'ndaki küçük bir köyde yaşayan 10 yaşındaki Nelson, ünlü bir şarkıcı olma hayalini beslemektedir. Bu hayalini gerçekleştirmek için "Star Kids" adlı yetenek yarışmasına katılmaya karar verir. Nelson'ın en yakın arkadaşı Mia, küçük kardeşi Zizou ile birlikte ona bu süreçte destek olmaya niyetlenir. Nelson'ın yarışmaya hazırlanabilmesi için bir koç bulmak amacıyla araştırma yaparlar ve Nelson'ın annesinin çalıştığı sahil otelinde konaklayan Parisli sanatçı Pierre Leroy'u seçerler. Ancak, Pierre Leroy yalnız ve hayal kırıklığına uğramış bir adamdır. Paris'ten uzak bu küçük adada kendini kaybolmuş hissederken, inatçı ve gururlu Nelson ile yolları kesişir. İlk başta aralarındaki ilişki oldukça zorlu bir başlangıç yapar; ikisi de birbirleriyle uyum sağlamakta zorlanır.

Miami'de yaşayan diş hekimi Ted Brooks, biyolojik annesinin vefat ettiğini ve vasiyetinde adının geçtiğini öğrendiğinde büyük bir miras umuduyla dolup taşar. Ancak Alaska'ya gidip mirasını almak istediğinde, beklediği gibi bir durumla karşılaşmaz. Ted, annesinin kabadayı kızak köpeklerinden oluşan bir sürü ve mülkünü miras alır. İlk başta hayal kırıklığına uğrayan Ted, bu beklenmedik mirası nasıl yöneteceği konusunda kafası karışır. Alaska'nın zorlu doğasında bu köpeklerle başa çıkmanın hiç de kolay olmadığını kısa sürede fark eden Ted, köpeklerin başlangıçta ona kayıtsız olduğunu görür ve bu durum onu zorlu bir sınavdan geçirir. Aynı zamanda, köpekleri ve mülkü ele geçirmek isteyen deneyimli bir dağ adamı, köpekleri ondan almak için sabırsızlanmaktadır. Ancak Ted, köpekleri bırakmaya niyetli değildir ve onları korumak için kararlılıkla mücadele eder.

Eylül 1945'te, genç Sebastian, iki yıldır görmediği arkadaşı Angelina'nın geri dönüşünü sabırsızlıkla beklemektedir. Ancak beklenen gün geldiğinde, Angelina'yı Alpler'deki küçük köylerine getiren uçağın dağlara düştüğü haberi ulaşır. Bu trajik haber, köy halkını derinden sarsarken, Sebastian içgüdüsel bir şekilde Angelina'nın hâlâ hayatta olduğuna inanır. Bu inanç, onu tehlikeli ve zorlu bir maceraya atılmaya yönlendirir. Sebastian, en yakın arkadaşı ve sadık köpeği Belle ile birlikte, dağların zorlu koşullarına rağmen Angelina'yı bulmak için yola koyulur. Karla kaplı zirveler, derin vadiler ve vahşi doğa, bu cesur ikiliyi birçok fiziksel ve duygusal sınavla karşı karşıya getirir. Her adımda, zorlu doğa şartları ve çeşitli tehlikelerle mücadele etmek zorunda kalırlar.