Geleceğe Farklı Bir Işık Tutan Bilim Kurgu Filmleri

21. yüzyılın başlarında, Tyrell Şirketi, toplumun taleplerini karşılamak amacıyla "replicant" olarak adlandırılan robotları geliştirmeye başladı. Bu yapay varlıklar, insanlara benzer görünüm ve davranış özellikleriyle tasarlanmıştı. Ancak, Nexus 6 serisi süper insan replicant'ların bir off-Earth kolonisinde isyan çıkarması sonucunda, bu replicant'lar Dünya'da yasaklandı. Özel "blade runner" ekipleri, Dünya'ya dönen veya burada üretilen herhangi bir replicant'ı yok etmekle sorumlu tutuldu; replicant'lara yardım edenler ise ölüm cezasıyla karşılaşma riski taşıyordu.

2027 yılındaki Londra, insanların bilinmeyen bir sebepten ötürü 18 yıldır üremekte zorlanmaları nedeniyle türün yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kaldığı bir distopik ortamda geçmektedir. Dünya üzerindeki tek medeni toplum olarak Britanya kalmış ve bu durum, diğer ülkelerden gelen insanların Britanya'ya göç etme isteğini artırmıştır. Bu nedenle, Britanya, göçmenleri kontrol altına almak için bir polis devleti haline gelmiştir ve göçmenler mülteci kamplarına yerleştirilmektedir. Eski bir aktivist olan ve düşük rütbeli bir devlet memuru olarak çalışan Theo Faron, neredeyse 20 yıldır görüşmediği eski eşi Julian Taylor tarafından birdenbire ziyaret edilir. Julian, Theo'nun 2008 yılında yaşanan grip pandemisi sırasında bebekleri Dylan'ın kaybından sonra evliliklerinin sona erdiği dönemdeki acı hatıraları canlandırmaktadır.

1982 yılında, Johannesburg, Güney Afrika üzerinde devasa bir uzay aracı belirdi ve bu aracın içindeki uzaylılar "Karidesler" olarak adlandırıldı. Başlangıçta, bu uzaylılar insan nüfusu tarafından sıcak bir şekilde karşılandı. Ancak, yirmi sekiz yıl sonra, durum oldukça farklı bir hale geldi. Uzaylıların yerleştirildiği mülteci kampı zamanla kötüleşerek District 9 adında askeri bir gettoya dönüştü. Bu bölgede, uzaylılar zor koşullar altında yaşamaya mahkum edildi ve sömürüldü. 2010 yılında, silah üreticisi Multi-National United, bu uzaylı nüfusunu zorla tahliye etmek için bir operasyon düzenlemek üzere görevlendirildi. Operasyonun liderliğine ise Wikus van der Merwe getirildi.

Thomas A. Anderson, gündüzleri sıradan bir yazılım geliştiricisi olarak hayatını sürdürürken, geceleri Neo adını kullanan bir hacker olarak bambaşka bir yaşam sürmektedir. Neo, her zaman gerçekliğini sorgulayan bir karakterdir; ancak karşılaşacağı gerçeklerin hayal gücünün ötesinde olduğunu henüz bilmemektedir. Neo, Morpheus adında efsanevi bir hacker tarafından iletişime geçince, kendisini polis tarafından hedef alınmış bir durumda bulur. Morpheus, hükümet tarafından terörist olarak damgalanmış bir isyancı olarak tanınmaktadır. Neo, makinelerle savaşan bir direnişçi olarak, insanlığın özgürlüğü için mücadele eden bir figür haline gelir. Ancak bu savaş, onu süper güçlü bilgisayar programları olan ajanlarla karşı karşıya getirir; bu ajanlar, Neo ve tüm insan isyanını durdurmaya çalışmaktadır. Bu tehlikeli çatışmada, Neo'nun hem kendisi hem de tüm insanlık için büyük bir tehdit oluşturan bu ajanları alt etmek için tüm gücünü ve cesaretini ortaya koyması gerekecektir.

Dünya, uzun yıllar süren yabancı Scav savaşlarının etkisiyle büyük ölçüde harabe haline gelmiştir. Bu kaotik ortamda hayatta kalmayı başaran az sayıda drone tamircisinden biri, bir gün devasa bir uzay gemisinin kalıntılarına rastlar. Gemiye dair yaptığı incelemeler, savaşın doğası hakkında sahip olduğu tüm inançları sorgulamasına neden olur. Gemi içindeki buluntular, insanlığın geleceği açısından kritik bir öneme sahip olabilir. Bu keşif, tamircinin savaşın gerçek yüzünü ortaya çıkarmasını ve insanlığın kaderini etkileyecek önemli kararlar almasını zorunlu kılacaktır. Artık kader, onun ellerindedir ve dünyayı yeniden şekillendirebilecek sırlar gün yüzüne çıkabilir.

Yakın bir gelecekte, Amerika'nın Orta Batı bölgesinde, eski bir mühendis ve pilot olan Cooper, kızı Murph ve oğlu Tom ile birlikte çiftlik arazisinde yaşamaktadır. Dünya'nın mahsullerini tehdit eden yıkıcı kum fırtınaları nedeniyle, insanlar gezegenlerinde yaşamın sona erdiğini ve gıda kaynaklarının hızla tükendiğini anlamaya başlarlar. Bir gün, Cooper, evine 6 saat mesafedeki bir NASA üssüne rastlar ve burada, bilimsel yetenekleri ile diğer mürettebat üyelerinden farklı olarak uçuş becerisi sayesinde cesur bir göreve seçilmesi istenir. Bu görev, bir solucan deliğinden geçerek yeni bir yaşam alanı arayışını kapsamaktadır. Cooper, ailesinin geleceği için bu tehlikeli görevi kabul ederken, aynı zamanda insanlığın hayatta kalması için de büyük bir sorumluluk üstlenmiş olur. NASA'nın gizli üssünde, Cooper ve ekibi, bilinmeyen bir evrene doğru yola çıkmak üzere hazırlık yaparlar. Bu yolculuk, sadece yeni bir gezegen bulma çabası değil, aynı zamanda insanlığın varoluşunu sürdürebilmesi için bir umut ışığıdır. Cooper, hem pilotluk yeteneklerini hem de bilimsel bilgilerini kullanarak, bu zorlu yolculukta karşılaşacakları engelleri aşmayı hedefler.

Küresel bir felaketin eşiğinde geçen bu hikaye, gezegenimizin en uzak köşelerindeki kurak bir çöl manzarasında şekilleniyor. Bu acımasız ortamda insanlık neredeyse tamamen yok olmuş durumda ve hayatta kalmak için temel ihtiyaçlar uğruna çılgınca bir savaş sürüyor. Bu kaotik atmosferde, düzeni yeniden tesis etme umudunu taşıyan iki isyancı öne çıkıyor. Max, az konuşan ama harekete geçme konusunda son derece yetenekli bir adam; karısı ve çocuğunun kaybından sonra huzur arayışına girmiştir. Diğer yandan, Furiosa adında, kendi hayatta kalma mücadelesini verirken çölü aşarak çocukluğunun geçtiği topraklara dönmeye çalışan bir kadın bulunmaktadır. Her ikisi de umutsuzluk içinde hayatta kalma savaşı verirken, belki de bu zorlu yolculukları sırasında umudun ışığını keşfedeceklerdir. Bu hikaye, insanlığın en karanlık dönemlerinden birinde geçiyor ve hayatta kalma mücadelesinin ne denli acımasız olabileceğini gözler önüne seriyor. Max ve Furiosa, bu çorak topraklarda birbirlerine destek olma arayışındalar. Max, geçmişinin yüküyle boğuşurken, Furiosa da kendi içsel çatışmalarıyla yüzleşiyor. İkisi de, hayatta kalmanın ötesinde bir şeyler arıyor; belki de kaybettikleri şeylerin peşinde koşarken, yeniden bir araya gelmenin ve umudu bulmanın yollarını keşfedecekler. Bu zorlu yolculuk, sadece fiziksel bir mücadele değil, aynı zamanda ruhsal bir serüven de sunuyor. Max ve Furiosa, çölün acımasız koşullarıyla başa çıkarken, birbirlerine olan güvenlerini inşa ediyorlar. Her adımda, geçmişin izlerini silmeye çalışıyor ve geleceğe dair umutlarını tazeliyorlar. Bu süreçte, insanlığın dayanıklılığını ve umudun gücünü yeniden keşfedecekler. Belki de bu çöl, sadece bir engel değil, aynı zamanda kendilerini bulacakları bir yolculuğun başlangıcıdır.

Mars'a düzenlenen bir insanlı misyon sırasında, astronot Mark Watney, şiddetli bir fırtınanın ardından ölü olarak kabul edilir ve ekibi tarafından terk edilir. Ancak Watney hayatta kalmayı başarır ve kendini bu düşmanca gezegende yalnız başına bulur. Sınırlı kaynaklarla, hayatta kalmak ve Dünya'ya canlı olduğunu bildirmek için yaratıcılığını, zekasını ve iradesini kullanmak zorundadır. Dünya'nın milyonlarca mil uzağında, NASA ve uluslararası bilim insanlarından oluşan bir ekip, Watney'in evine dönebilmesi için durmaksızın çalışırken, astronotun ekip arkadaşları cesur bir kurtarma operasyonu planlamaktadır. Bu olağanüstü cesaret hikayeleri ortaya çıktıkça, dünya genelindeki insanlar, Watney'in güvenli bir şekilde geri dönmesi için bir araya gelir ve ona destek olurlar.

Uzay gemisi Starship Avalon, "Homestead Colony" olarak bilinen uzak bir koloni gezegenine doğru 120 yıllık yolculuğuna devam ederken, içindeki 5,258 yolcuyu taşımaktadır. Ancak, bir uyku odasında meydana gelen bir arıza sonucu, bir hibernasyon kapsülü beklenmedik bir şekilde erken açılır. Bu durum, uyanan tek kişi olan Jim Preston Chris Pratt için büyük bir sorun yaratır; çünkü Jim, uzay gemisinde yalnız kalmış ve hedeflerine ulaşmasına daha 90 yıl varken, çaresiz bir şekilde mahsur kalmıştır. Bu beklenmedik olay, hem Jim'in hem de geminin geri kalan mürettebatının geleceğini ciddi bir tehlikeye atmaktadır. Jim, devasa uzay gemisinde yalnız başına kalmanın getirdiği zorluklarla yüzleşmek zorundadır. Hibernasyon kapsülünün erken açılması, onun için bir kabus haline gelirken, aynı zamanda geminin diğer yolcularının da kaderini tehdit eden bir durum ortaya çıkmıştır. Jim, bu yalnızlık içinde hayatta kalma mücadelesi verirken, uzay gemisinin işleyişini sağlamak ve hedeflerine ulaşmak için elinden geleni yapmak zorundadır.

Gelecekte, insanlık yeryüzünü terk etmiş ve gezegen, güçlü çok uluslu Buy N Large şirketinin ürettiği ürünlerin atıklarıyla dolup taşmıştır. Bu uzak zaman diliminde, WALL-E adında bir çöp toplama robotu, Dünya'nın temizlenmesi görevini tek başına üstlenmiştir. Tarihin ilginç nesnelerine ve şov melodilerine hayranlık duyan WALL-E, yalnızca hareketli bir evcil hamam böceği ile dostluk kurmaktadır. Bir gün, EVE adında şık ve tehlikeli bir keşif robotu, yaşamın yeniden mümkün olduğuna dair kanıt aramak üzere Dünya'ya gönderilir. WALL-E, EVE'ye aşık olur ve onu bir toz fırtınasından kurtararak bulduğu canlı bir bitkiyi ona gösterir.