En Popüler Korku Filmleri

Yer Madrid, takvim 1991 yılının Haziran ayıdır. Verónica, babasını kaybetmenin acısını henüz yeni yaşamaya başlamıştır. Genç bir kız olarak, geride kalmışlık hissini bir türlü üzerinden atamamaktadır. Bu sırada annesi de çalışmakta ve günlerini bir barda geçirerek geçirmektedir. Babasının vefatının ardından yas sürecini atlatamayan Verónica, arkadaşlarıyla birlikte bir oyun oynamaya karar verir. Oyunlarının adı Ouija'dır. Mahzende yalnız kalan kızlar, ölen aile üyeleriyle bağlantı kurmaya çalışırlar. Ancak işler beklenildiği gibi gitmez ve Verónica kendini kötü hissetmeye başlar. Bu durum, onun için bir kâbusun başlangıcını işaret eder.

Sara, işine tutkuyla bağlı bir video sanatçısıdır. Çalışmalarında özellikle yalnız yaşayan erkeklerin mahremiyetini derinlemesine incelemektedir. Bir gün, çevrimiçi bir reklamla karşılaşır ve bu reklam o kadar dikkatini çeker ki, Sara bu konuyu bir sonraki projesinde ele almak ister. Reklamın detaylarını araştırmaya koyulur ve bu ilginç konunun peşine düşer. Sara, ormanın kuytularında yer alan ıssız bir eve doğru yola çıkar. Burada, kendisini bekleyen bir adamla karşılaşır. İlanda belirtildiği gibi, adam Sara'ya bir seri katil olduğunu açıklar. Sara, üzerinde çalıştığı projenin sonunda ortaya çıkacak olanın son derece etkileyici olacağını düşündüğü için, bu durum kulağa tehlikeli gelse de, bu adamla bir gün geçirmeyi kabul eder.

Yaşı oldukça ilerlemiş bir kadın, bir gün bir kilisede kendini asarak hayatına son verir. Bu intihar olayının ardından, yeni bir psikiyatrist olan bir adam, tam üç yıl önce aniden kaybolan çocuğuna dair takıntılı düşüncelerinin farkına varır. Kaybolan küçük erkek çocuğu henüz sekiz yaşındadır. Bu sırada, aynı şehirde yaşayan üç yerli, bir evi restore etme çalışmalarına başlamıştır. Ancak restorasyon sürecinin üzerinden çok geçmeden, restore ettikleri evin aslında perili olduğunu keşfedeceklerdir.

İspanya'da geçen bu film, 1950'li yılların atmosferini yansıtmaktadır. Montse, agorafobi hastalığı nedeniyle Madrid'deki karanlık bir apartman dairesine hapsolmuş durumdadır. Artık gerçek dünyayla olan tek bağı, onu büyütme çabasıyla gençliğini kaybetmiş olan sevimli kız kardeşidir. Ancak bir gün, Carlos adındaki dikkatsiz bir genç komşu merdiven boşluğundan düşer ve yaralı bir halde Montse'nin kapısına kadar sürünerek gelir. Bu beklenmedik kaza, Montse ve küçük kız kardeşi için ne gibi sonuçlar doğuracaktır?

Lemon Tree Passage efsanesi, Avustralya'da geçen bir hikaye ile başlar. Bir grup Avustralyalı, karşılaştıkları üç Amerikalı ve sırt çantalı gezginlere bu ilginç efsaneyi anlatmaya karar verir. Efsaneye göre, burası bir motosikletçinin ruhunun dolaştığı yerdir ve bu hayalet, genç sürücüleri yavaş gitmeleri konusunda uyarır. Ancak, bu durumun sonucunda hayaleti görenlerin sayısı artar ve bölge üzerinde bir güç hâkimiyet kurmaya başlar. Böylece, tatillerinin son günlerinde, bu turistler için her şey karmaşık bir hale gelir. Kendi ülkelerinden kilometrelerce uzakta bulunan bu gezginler, tatil yapmak amacıyla geldikleri bu yerde sadece bir efsane ile değil, aynı zamanda karanlık bir güçle de yüzleşmek zorunda kalacaklardır.

Ray, Claire ve yedi yaşındaki kızları Zoe ile başlayan hikaye, Kuzey Carolina'nın Kingsville şehrinde yaşayan sıradan bir Amerikan ailesinin yaşamını konu alıyor. Bu ailenin hayatında her şey normal görünse de, onları farklı kılan tek şey, hayatlarını altüst eden bir felaketin ardından kaçma çabası ve o günden beri bir sığınakta gizlenmeleri. 301 gündür bu kaçış hayatını sürdüren aile, geçmişteki anılarına sarılarak bir gün eski düzenlerine dönebilme umuduyla yaşamaya devam ediyor. Ancak, karanlık bir güç, onların bu güvenli alanını tehdit etmek için yaklaşmaktadır. Ailenin yaşadığı bu durum, sıradan bir yaşamın nasıl bir kabusa dönüşebileceğini gözler önüne seriyor. Ray ve Claire, kızları Zoe ile birlikte, geçmişteki güzel günleri hatırlayarak hayatta kalmaya çalışıyorlar. Ancak, sığınaklarının güvenliği artık tehlikede ve bu durum, onları daha da tedirgin ediyor. Karanlık taraftan gelen tehdit, sadece fiziksel bir tehlike değil; aynı zamanda ruhsal olarak da onları zorlayacak bir mücadeleye dönüşüyor.

İki kardeş, bekar bir yaşam süren anneleriyle birlikte, annelerinin erkek arkadaşını da yanlarına alarak huzurlu bir tatil için yola çıkarlar. Bu süreçte, büyükanne ve büyükbabalarının evinde bir hafta boyunca onlarla vakit geçireceklerdir. Becca, aniden bir belgesel çekme fikri geliştirir. Bu belgeselin amacı, annesinin ebeveynleriyle yeniden bir bağ kurmasına yardımcı olmak ve aynı zamanda büyükanne ve büyükbabası hakkında daha fazla bilgi edinmektir. Belgesel çekimleri sırasında, küçük çocuklar büyükanne ve büyükbabalarıyla ilgili pek de güvenli olmayan bir sırrı keşfederler. Bu sır, onların aile geçmişine dair beklenmedik ve rahatsız edici bir gerçeği gün yüzüne çıkarır.

Jessie ve Mark, bir gün aniden 8 yaşındaki bir erkek çocuğunu evlerine kabul etmeye karar verirler. Bu sevimli çocuğun adı Cody’dir ve gerçekten de sevgi dolu bir kişiliğe sahiptir. Ancak, Cody’nin uykuya dalmakta zorluk çektiğini fark etmezler. Başlangıçta bu durumu anlamakta zorlanan Jessie ve Mark, kısa süre içinde olayın arkasındaki gerçeği keşfederler. Cody’nin uyku sırasında gördüğü rüyalar, aslında gerçek hayatta da yaşanmaktadır. Bazen Cody’nin sınırsız hayal gücünün harika mucizelerini deneyimlerken, bazen de korkutucu anlarla karşılaşmaları, Jessie ve Mark için büyük bir sınav olacaktır.

Brandon Jensen için korku, her zaman derin bir tutku olmuştur. Bu tutkusundan yıllardır vazgeçmeyen Brandon, karşısına çıkan büyük bir fırsatı değerlendirmek için sabırsızlanmaktadır. Bu fırsat, şeytan çıkarma ayinlerini yakından gözlemleme şansıdır. Bu deneyimi kaçırmamak adına her türlü fedakarlığı yapmaya hazır olan Brandon, bir gece internette herkesin dikkatini çekecek bir bağış kampanyası başlatır. Yeni tanıştığı iki kişinin de desteğiyle, tüm dünyaya gerçekleştirmek istediği deneyimi sunmayı planlamaktadır. Brandon'ın sergilemek istediği bu deney, Ele Geçirme Deneyi olarak adlandırılmaktadır.

Bir çiftlik evinde, insanlardan ve onların bakışlarından uzak, sakin bir yaşam süren bir anne ve kızı Francisca'nın hikayesini anlatan film, izleyicilere derin bir yolculuk sunuyor. Eski bir cerrah olan anne, kızıyla birlikte bu tenha ortamda yaşamaktadır. Anne, Francisca'ya anatomiyi, insan doğasını, doğal yaşamı ve hayatın kaçınılmaz sonu olan ölümü öğretmektedir. Her şeyin normal seyrettiği bir günün öğleden sonrasında, çiftlik evine beklenmedik bir ziyaretçi gelir ve bu durum, anne-kızın hayatında köklü değişikliklere yol açar. Ziyaretçi, Francisca üzerinde derin bir etki bırakırken, aynı zamanda geçmişe dair sorular da uyandırır. Bu durum, Francisca'nın babasıyla iletişim kurma isteğini tetikler. Anne ve kızın huzurlu yaşamı, bu beklenmedik olayla birlikte sarsılır ve Francisca, kendi kimliğini ve ailesinin geçmişini keşfetme yolculuğuna çıkar.

Başka bir çıkış yolu kalmamış olan sıradan dolandırıcılar Hazel ve erkek arkadaşı Ade, bir insanı kaçırmanın, uzun bir zaman diliminden sonra normal ve sıradan bir yaşam sürme hayallerini gerçekleştirmek için son şansları olduğuna inanıyorlar. Uzun bir düşünme sürecinin ardından hedeflerini belirliyorlar; bu kişi, pek de iyi bir karaktere sahip olmayan ama son derece zengin bir elmas dağıtımcısının, onun tam tersine genç ve masum olan kızıdır. Altı hafta süren titiz bir hazırlık ve planlama sonucunda, artık planlarının sorunsuz bir şekilde işleyeceğinden eminler. Bu tehlikeli işin sonunda, 300 karatlık devasa bir pırlanta onları bekliyor. Bu büyük ödül, kesinlikle risk almaya değer bir fırsat olarak görünüyor.