En Özgün Senaryo Oscar'ını Kazanan 10 Muhteşem Film

Chung-sook, Ki-taek ve genç çocukları, oğlu Ki-woo ve kızı Ki-jung, dar bir yarı bodrumda yaşayan yoksul bir ailedir. Aile, hareketli bir alt işçi sınıfı mahallesinde yaşamaktadır ve yoksulluk, onların hayatlarının her alanında hissedilmektedir. Bay ve Bayan Kim, yoksulluk içinde boğulmuş bir yaşam sürmektedirler. Geçimlerini sağlamak için genellikle küçük dolandırıcılıklara başvururlar ve eğer bir iş bulsalar bile, mümkün olduğunca az çaba harcamaya çalışırlar. Ki-woo, bir gün üniversiteye girerek bu yoksul yaşamdan kurtulmayı hayal eden bir gençtir. Üniversite diploması olmamasına rağmen, okula giden arkadaşı Min, Seul'e döndüğünde özel ders vermek için planladığı Park Da-hye'ye ders vermesi için Ki-woo'yu önerir. Bu fırsat, Ki-woo için yoksulluktan kurtulma yolunda bir adım atma şansı sunmaktadır. Min'in önerisi, Ki-woo'nun hayatında yeni bir kapı açar. Ki-woo, bu özel ders işini alarak hem ailesinin maddi durumuna katkıda bulunmayı hem de kendi hayallerine bir adım daha yaklaşmayı ummaktadır. Bu süreçte, Ki-woo'nun karşılaştığı zorluklar ve fırsatlar, ailenin yaşamını değiştirebilecek potansiyele sahiptir. Aile, bu yeni gelişmelerle birlikte, yoksulluktan kurtulma umudunu yeniden yeşertir.

İngiltere'nin Prensi Albert, Kral George VI olarak tahta çıkma sürecindedir. Ancak Kral, konuşma zorluğu yaşamaktadır. Ülkenin etkili bir iletişim kurabilmesi için, halkın karşısında kendini ifade edebilen bir Krala ihtiyacı olduğunu bilen Elizabeth, bu sorunu aşabilmesi için Avustralyalı aktör ve konuşma terapisti Lionel Logue'dan yardım talep eder. Logue, Kral'a güvenle konuşmayı öğretmek için alışılmadık teknikler kullanırken, aralarında olağanüstü bir dostluk gelişir. Kral, konuşma yeteneğini kazanabilecek mi?

30 yaşındaki Cassie, tıp fakültesinde yaşadığı duygusal travmalarla başa çıkmaya çalışırken, en yakın arkadaşı Nina'nın korkunç bir suç işlediğini öğrenir. Cassie, hayatında hala ailesiyle birlikte yaşıyor ve geçimini sağlamak için bir kafede garsonluk yapıyor. Geçmişinin acılarıyla yüzleşmenin bir yolunu ararken, geceleri farklı bir kimliğe bürünerek, aşırı alkol almış ve tamamen çaresiz bir görünüm sergileyerek yerel barlar ve gece kulüplerine sık sık gitmeye başlar. Cassie, bazen bir koyun postu gibi giyinerek, gece avcılarını ve diğer tehlikeleri takip ederken, avcı olmanın yanı sıra av da olabileceğinin farkında değildir. Bu karanlık yolculuk, onun içsel çatışmalarını ve geçmişteki yaralarını daha da derinleştirirken, aynı zamanda kendini bulma çabası olarak da yorumlanabilir.

İçine kapanık bir karakter olan Joel Barish, hayatının aşkı olan canlı ve enerjik Clementine'in hafızasından silindiğini öğrendiğinde büyük bir şok yaşar. Kayıp duygusuyla başa çıkmaya çalışan Joel, karanlığın aslında ışığın bir parçası olduğunu bilmeden, Clementine'i unutmak için karmaşık ama zararsız bir tıbbi prosedüre girmeye karar verir. Bu süreçte, Joel'in Clementine ile ilgili acı verici ve öfkeli anıları yavaş yavaş silinmeye başlarken, bu anıların yerini ruhsuz bir boşluk almaya başlar. Ancak, birdenbire geri dönüşü olmayan bu süreci durdurma fikri aklında belirmeye başlar. Acaba cehalet gerçekten mutluluğu getirir mi? Joel'in yaşadığı bu içsel çatışma, hafızanın ve duyguların karmaşık doğasını sorgulamasına neden olur. Clementine ile olan ilişkisi, onun için hem bir mutluluk kaynağı hem de derin bir acı olmuştur. Şimdi, geçmişteki güzel anıların silinmesiyle birlikte, Joel kendini bir boşlukta bulur. Bu süreçte, kaybettiği şeyin değerini anlamaya başlar ve cehaletin getirdiği mutluluğun geçici olduğunu fark eder. Joel, geçmişiyle yüzleşmek ve kaybettiklerini yeniden değerlendirmek zorunda kalır. Sonuç olarak, Joel'in hikayesi, hafızanın ve aşkın karmaşık doğasını ele alırken, cehaletin mutluluk getirme iddiasını sorgulayan derin bir yolculuğa dönüşür. Geçmişin izlerini silmek, belki de gerçek mutluluğun kapısını kapatmak anlamına gelir. Joel, bu süreçte kendini yeniden keşfederken, kaybettiği aşkın değerini anlamaya çalışır. Bu durum, izleyicilere cehaletin mutluluğu getirmediğini, aksine gerçek duygularla yüzleşmenin önemini hatırlatır.

Dünyanın en riskli mesleklerinden birine sahip olan seçkin askerlerin tek bir amacı vardır; savaşın ortasında bombaları etkisiz hale getirmek. Yeni Çavuş James, yoğun çatışmaların yaşandığı bir ortamda, yüksek eğitimli bir bomba imha ekibini devraldığında, iki astı Sanborn ve Eldridge'i kayıtsız bir şekilde ölüme sürükleyerek ve onları tehlikeli bir oyunun içine çekerek şaşırtır. Şehir, savaşın getirdiği yıkımın eşiğine gelirken, adamlar çılgın yeni liderlerini kontrol etmeye çalışırken kaosun pençesine düşer ve Jacob'un gerçek karakteri, herkesin hayatını sonsuza dek değiştirecek şekilde gün yüzüne çıkar. Yüksek riskli görevler üstlenen bu askerler, savaşın dehşeti içinde hayatta kalma mücadelesi verirken, liderlerinin pervasız tavırları onları belirsiz bir geleceğe sürükler. James'in liderliğinde, Sanborn ve Eldridge, hem kendi hayatlarını hem de birbirlerinin güvenliğini korumak için çabalarken, savaşın acımasız gerçekleriyle yüzleşmek zorunda kalırlar. Şehirdeki kaos, her an daha da derinleşirken, Jacob'un içsel çatışmaları ve gerçek doğası, ekibin dinamiklerini sarsacak şekilde ortaya çıkar.

Amerikan İç Savaşı'nın patlak vermesinden iki yıl önce, güneyli bir köle olan Django, Alman Dr. King Shultz ile tanışır. Django, eski sahiplerinin özgürlüğü karşılığında Brittle kardeşlerini ona getireceğine dair bir söz verir. Her ne olursa olsun, kardeşlerin özgürlüğü için bu görevi yerine getireceğini belirtir. Görevi başarıyla tamamlamalarına rağmen, ikili ayrılamaz. Django'nun tek bir hedefi kalmıştır: köle ticaretinde kaybettiği eşi Broomhilda'yı bulup kurtarmak. Bu amaçla, kötü şöhretli Candyland Çiftliği ve onun sahibi Calvin Candie ile yüzleşerek planını hayata geçirmeye karar verir. Django, Dr. Shultz ile birlikte yola çıkarak, Broomhilda'yı kurtarma planını gerçekleştirmek için gerekli adımları atar. İkili, Candyland Çiftliği'ne ulaşmak için çeşitli engelleri aşmak zorundadır. Django, geçmişte yaşadığı acıları ve kayıpları geride bırakmak için kararlıdır. Broomhilda'nın özgürlüğü için her şeyi göze alarak, düşmanlarıyla yüzleşmekten çekinmez. Bu süreçte, Dr. Shultz'un desteğiyle birlikte, Django'nun cesareti ve azmi, onu hedeflerine bir adım daha yaklaştırır. Sonunda, Django ve Dr. Shultz, Candyland Çiftliği'nde karşılaştıkları zorluklarla başa çıkarak, Broomhilda'yı kurtarma mücadelesine girişirler. Django, sevdiği kadını kurtarmak için her türlü riski almaya hazırdır. Bu yolculuk, sadece Broomhilda'nın kurtuluşu değil, aynı zamanda Django'nun kendi özgürlüğü ve kimliği için de bir savaş haline gelir. Django, geçmişin zincirlerini kırarak, geleceğine sahip çıkmak için savaşır.

Albuquerque'de, Sheryl Hoover, iflas etmiş ailelerinin cenazesine intihara meyilli kardeşi Frank'i getirir. Frank, eşcinsel olup Proust üzerine uzmanlaşmıştır. Erkek arkadaşı tarafından reddedilince intihar girişiminde bulunur. Sheryl'in eşi Richard, başarıya ulaşmanın dokuz adımını kullanarak öz bakım ve kişisel gelişim yöntemlerini başarısız bir şekilde pazarlamaya çalışmaktadır. Oğlu Dwayne ise Nietzsche'ye hayranlık duyarak sessizlik yemini etmiştir ve hayali uçak pilotu olmaktır. Yedi yaşındaki kızı Olive, Redondo Beach'teki Little Miss Sunshine yarışmasında yarışma fırsatını yakaladığında, tüm aile eski bir Volkswagen Type 2 ile eğlenceli bir umut yolculuğuna çıkarak yetenek yarışmasını kazanmayı hedefler.

Riggan Thomson, yirmi yılı aşkın bir süre önce aynı adı taşıyan popüler bir çizgi roman süper kahramanı olan Birdman ile tanınan bir oyuncudur. Bu karakterle olan ilişkisi, Riggan'ın "Riggan Thomson" olarak daha fazla tanınmasına yol açar ve Birdman'in hayatını adeta üstlenir. Şimdi orta yaşlarda olan Riggan, Raymond Carver'ın "What We Talk About When" adlı eserinin sahne uyarlamasını, en yakın arkadaşı Jake ile birlikte yazarak, yöneterek, oyunculuk yaparak ve yapımcılığını üstlenerek gerçek bir sanatçı olma yolunda adımlar atmaya başlar. Riggan, geçmişteki süper kahraman rolünden sıyrılmak ve kendini gerçek bir sanatçı olarak kanıtlamak için çaba sarf etmektedir. Broadway'deki ilk çıkışını gerçekleştirmek üzere hazırlıklar yaparken, hem kişisel hem de sanatsal mücadelelerle yüzleşir. Bu süreçte, hem kendi içsel çatışmalarını hem de çevresindeki insanlarla olan ilişkilerini sorgular. Riggan'ın bu yolculuğu, onu hem profesyonel hem de kişisel olarak yeniden değerlendirmeye zorlar.

Genç bir Afrikalı-Amerikalı adam, hafta sonunu beyaz kız arkadaşının ailesini ziyaret ederek geçirir. Bu ziyaret sırasında, çevresindeki durumları gözlemledikçe içinde biriken kaygı, nihayetinde bir patlama noktasına ulaşır. Irkçıların pek fazla bulunmadığı bir semtte, kızlarıyla birlikte yaşayan bir baba, sürekli olarak kızlarının erkek arkadaş seçimlerine müdahale etmektedir. Bu durum, onun için bir güvenlik meselesi haline gelmiştir. Kızlarından biri siyahi bir adamla ilişki yaşamaya başladığında, babası bu durumu öğrendiğinde büyük bir endişe duyar ve kızını bu ilişkiye son vermesi konusunda uyarır. Eğer uyarısına kulak asmazsa, sonuçların daha da kötü olacağına dair tehditte bulunur; ancak kızı, babasının sözlerini dikkate almaz.