Zaman yolculuğu, uzaylı varlıklar, gezegenler arası çatışmalar ve daha pek çok bilim kurgu temalı film, kaliteli yapıldığında izleyiciye önemli katkılarda bulunur. Bu tür filmlerin üretimi ve anlatım tarzı o kadar ustaca kurgulanmıştır ki, izleyicinin düşünce dünyasını genişletir.
Bu tür yapımlar, sadece eğlence sunmakla kalmaz, aynı zamanda izleyicilere yeni bakış açıları kazandırır. Bilim kurgu, hayal gücünün sınırlarını zorlayarak, insanları farklı olasılıklar üzerinde düşünmeye teşvik eder. Bu da, izleyicilerin hayal gücünü ve yaratıcılığını besler.
Bilim kurgu filmleri denildiğinde genellikle akla uzaylılar, zombiler veya benzeri savaş temalı yapımlar gelir. Ancak, sinema dünyasında izleyicilere derin bir katkı sağlayan bazı bilim kurgu filmleri de bulunmaktadır. Bu katkılar, fiziksel bir etki yaratmasa da, bu tür kaliteli yapımları izlediğimizde zihnimizin genişlediğini hissederiz. Zira bu filmler, geçmişi, geleceği veya mevcut durumu öyle etkileyici bir şekilde ele alır ki, izlediğimiz eserin adeta bir zeka ürünü olduğunu kavrarız. Bu tür filmler nadir bulunsa da, karşılaştığımızda mutlaka izlenmesi gereken yapımlar oldukları gerçeği yadsınamaz. İşte izledikten sonra düşünce ufkunuzun genişleyeceği en iyi filmlerden bazıları.
Gelecekte geçen bu film, insanlığın Üçüncü Dünya Savaşı ile yüzleştiği ve savaşın etkilerini giderek daha fazla hissetmeye başladığı bir dönemi anlatıyor. Savaşın getirdiği derin travmayı atlatamayan sistem, barışı sağlamak amacıyla insanların duygularını kontrol altına almaya karar verir. Sanat ve duygusal deneyimlere dair her türlü ifade yasaklanmış, insanların hissetmelerine neden olabilecek davranışlar ise büyük bir suç olarak kabul edilmiştir.
Hükümetin en yetenekli güvenlik görevlilerinden biri olan Rahip John Preston, bu yasakları ihlal edenleri tespit edip cezalandırmakla görevlendirilmiştir. Duyguların bastırıldığı bu distopik dünyada, Preston'un görevi, kurallara karşı gelenleri bulmak ve onlara gereken cezayı vermektir.
Kısa bir süre önce bilim insanı Henry ile evlenen Elizabeth, yeni eşinin muhteşem malikanesinde yaşamaya başlamıştır. Birbirinden lezzetli yemekler ve göz alıcı hizmetlerle karşılanan genç kadın, bu yeni yaşamından son derece memnundur. Evdeki çalışanların ona karşı sıcak ve samimi bir tutum sergilemesi, Elizabeth’in her şeyin yolunda gittiği düşüncesini pekiştirmektedir. Bu süreçte Henry, kendisine ait olan her şeyin aynı zamanda Elizabeth’in de hakkı olduğunu belirtir. Ancak Henry’nin yeni eşinden tek bir isteği vardır: malikanedeki kilitli odaya girmemesi.
Fakat bir gün Elizabeth, merakına yenik düşerek bu kısıtlamayı ihlal etmeye karar verir.
Bir hapishanede, her bir hücrede iki mahkumun yaşadığı ilginç bir yapı söz konusu. Bu hapishane, dikey bir formda inşa edilmiş ve her gün yalnızca iki dakikalığına en üst kattan en alt kata yiyecek dağıtımı yapılıyor. Üst katlardaki mahkumlar, yiyecekleri kapabilmek için büyük bir çaba sarf ederken, alt katlardaki mahkumlar açlık nedeniyle giderek daha da vahşileşiyor. Bu dengesiz durum, mahkumlar arasında bir gerilim yaratıyor.
Ancak, bu adaletsizliğe karşı çıkan bir mahkum, herkesin yeterli gıda alabilmesi ve hapishane koşullarının eşitlenmesi için büyük bir mücadele başlatıyor. Bu mücadele, hem dayanışma hem de insanlık onuru adına verilen bir savaş haline geliyor. Mahkum, diğerlerinin de bu sisteme karşı uyanmasını sağlamak için elinden geleni yapıyor ve adalet arayışında kararlılıkla ilerliyor.
Seth Brundle, karizmatik bir bilim insanı olmasının yanı sıra, çılgın bir kişiliğe de sahiptir. Veronica Quaife adındaki bir gazeteci, Brundle’ın ışınlanma konusundaki yenilikçi çalışmalarını haberleştirmiştir. Kısa bir süre sonra, Brundle’ın gerçekleştirdiği bir ışınlanma deneyine tanıklık eden Quaife, yaşadıklarına inanmakta zorlanır. Ancak bu deney sırasında Brundle ile kapsülün içine giren küçük bir sinek, olayların seyrini tamamen değiştirecektir.
Brundle ile yakınlaşan Quaife, zamanla genç dâhinin davranışlarında tuhaflıklar gözlemlemeye başlar. Kapsül içinde Brundle’ın DNA’sı ile sineğin DNA’sının karışması, onu acı dolu bir sürecin içine sürükleyecektir. Bu beklenmedik durum, Brundle’ın hayatını ve Quaife ile olan ilişkisini derinden etkileyecektir.
Jamie, bir moda fotoğrafçısı olarak kariyerine odaklanmışken, zamana ve paralel evrenlere olan takıntısıyla tanınan erkek arkadaşı Isaac’ın gizemli bir şekilde kaybolmasıyla sarsılır. Bu olayın ardından, Jamie, polis tarafından baş şüpheli olarak hedef alınır. Sevgilisinin kayboluşunun getirdiği derin üzüntüyle başa çıkmaya çalışırken, bir yandan da polisle olan çatışmalarıyla uğraşmak zorunda kalır. Ancak, yaşadığı bu karmaşanın çok ötesinde, daha tuhaf olaylar onu beklemektedir.
Jamie, Isaac’ın öldüğünü düşünmeye başladığı bir dönemde, boyutlar arası bir yolculuk yaparak sevgilisiyle yeniden karşılaşma fırsatı bulur. Isaac’ın bulunduğu paralel evrene geçiş yapmaya karar veren Jamie, bu yeni dünyada yaşadığı deneyimlerin gerçekliğini sorgulamaya başlar. Kısa süre içinde, yaşadığı olayların doğası ve kendi varoluşu hakkında derin düşüncelere dalar.
"Frequency", sıradan bir günün bir anda gizemli bir fırsatla değiştiği ve geçmişle iletişim kurma yeteneğini keşfeden bir polis memuru olan John Sullivan’ın hikayesini anlatıyor. John, hayatının akışını değiştirecek mucizevi bir olayla karşılaşır ve bu olay, ona geçmişteki sırların peşine düşme imkanı sunar. 30 yıl önce hayatını kaybeden babası Frank ile iletişim kurabildiğini fark eden John, bu durumu geçmişini yeniden keşfetmek için bir fırsat olarak görmeye karar verir.
Ancak, John’un bu kararının beklenmedik sonuçları olacaktır. Geçmişle olan bu etkileşimi, annesinin de dahil olduğu bir dizi seri cinayetin işlenmesine yol açar. John, geçmişteki olayları değiştirmeye çalışırken, kendisini karmaşık bir suç ağının ortasında bulur ve bu durum, hem kendi hayatını hem de sevdiklerinin hayatını tehlikeye atar.
San Pedro'da bir teknenin patlaması sonrasında, olayı soruşturmaya başlayan polis ekipleri, teknede tam 27 ceset ve 91 milyon dolar değerinde uyuşturucu parası buldu. Ancak bu patlama, teknedeki herkesin hayatını kaybetmesiyle sonuçlanmadı. Patlamanın ardından, vücutlarında yanık izleri bulunan bir Macar terörist ve Verbal Kint adında bir suçlu, kaçmayı başardı. Polis, Kint'ten olayların tüm detaylarını açıklamasını talep etti.
Kint, yaşanan olayların üzerinden altı hafta geriye giderek, olayın arka planındaki planları anlatmaya başladı. Bu süreçte, olayın sorumlusunu oluşturan beş suçlunun nasıl bir araya geldiğini ve bu karmaşık ilişkilerin nasıl geliştiğini detaylandırmaya koyuldu.