Fatima izle

4K formatında çekilen film, 1917 yılında Portekiz'in Fátima kasabasında Meryem Ana'nın üç küçük çocuğu ziyaret etmesini konu alıyor. Meryem Ana, çocukları dua etmeye ve kendilerini zikir etmeye adanmaya davet ederek, Avrupa'yı saran savaşın sona ermesine yardımcı olabileceklerini belirtiyor. Çocuklar, Lúcia dos Santos ve kuzenleri Francisco ile Jacinta Marto, ebeveynlerine yaşadıkları deneyimi canlı ve detaylı bir şekilde aktarıyorlar: vizyon, "güneşten daha parlaktı" ve "ışık ışınları" yayan göz alıcı bir figür olarak tanımlanıyor. Bu haber yayıldıkça, hacılar Fátima'ya akın etmeye başlıyor. Fátima, günümüzde de düzenli olarak bir hac yeri olarak ziyaret edilmektedir. Daha küçük iki çocuk, 1918'deki grip salgınında hayatını kaybetse de, Lúcia 97 yaşına kadar yaşamış ve 2005 yılında vefat etmiştir. Marco Pontecorvo'nun "Fátima" adlı filmi, bu çocukların hikayesini ve sivil ile dini otoritelerden gelen büyük baskılara rağmen, çocukların yaşadıkları deneyimleri geri çekmeyi reddetmelerinin yarattığı kargaşayı anlatıyor. "Fatima", çocukların dünyası ve etraflarındaki insanların duyusal gerçekliğine odaklanarak, basit ama duygusal bir anlatım sunuyor. "Gerçek" olana olan bu bağlılık, kutsal vizyonu somut ve makul hale getiriyor.
Marco Pontecorvo, ünlü yönetmen Gillo Pontecorvo'nun oğludur. Genellikle televizyon sektöründe çalışmış ve "Fatima" onun üçüncü uzun metrajlı filmidir. Bu film için Pontecorvo ve yardımcı senaristleri Valerio D'Annunzio ile Barbara Nicolosi, bir çerçeveleme tekniği kullanıyor: 1989 yılında bir yazar ve profesyonel şüpheci Harvey Keitel, Karmelit manastırında yaşlanan Rahibe Lúcia'yı Sônia Braga ziyaret ediyor. Coimbra'da, onun deneyimleri hakkında bir röportaj yapmak istiyor. Film boyunca, Keitel'in karakteri sorular sorarak, Rahibe Lúcia'nın ifadelerini sorguluyor ve Lúcia, dürüst bir şekilde yanıt veriyor; bazen onunla küçük espriler yaparak alay ediyor. Yıllar içinde Lúcia'yı ziyaret edenler, onun keskin mizah anlayışını sıkça dile getirirler. Bu diyaloglar, hikayenin sunduğu felsefi ve teolojik sorulara zemin hazırlıyor. Keitel'in, Rahibe Lúcia'ya karşı tutumu saygılıdır ve her iki karakter de diğerinin söz sahibi olmasına olanak tanıyor. Keitel, "Açıklanamayan her şey mutlaka aşk değildir" derken, Rahibe Lúcia, "İnanç, anlayışın sınırında başlar" şeklinde yanıt veriyor. Karakterler arasında belki de asla kapatılamayacak bir boşluk bulunsa da, bu konuşmalar canlandırıcı bir nitelik taşıyor ve kutuplaştırıcı düşmanlıktan uzak, sağlıklı bir tartışma ortamı oluşturuyor. Drama türündeki bu film, din ve inanç kavramlarını insanlara yeniden sorgulatmayı amaçlıyor.