Birbirlerine delicesine aşık olan ve evlenerek hayatlarını birleştiren çiftin mutluluğu, evliliklerinin üzerinden çok geçmeden sarsılmaya başlar. Nicolette, savaş gazisi olan kocasını zamanla daha fazla kıskanmaya başlar ve bu kıskançlık, bir takıntıya dönüşür. Bir gün, kocası eve döndüğünde, her şeyin normal seyrinde gittiği düşünülürken, Nicolette’nin değişimiyle birlikte olaylar bambaşka bir boyuta geçer. Kıskançlık duygusunun etkisiyle, Nicolette kocasını acımasızca öldürür.

Nicolette, mahkemeye çıkarıldığında, ruhsal durumunu değerlendiren uzmanları ikna etmek için elinden geleni yapar. Doktorların gerçekleştirdiği çeşitli testler sonucunda, Nicolette’nin hayal gücünde kurguladığı bir dünya içinde yaşadığı tespit edilir ve bu nedenle ruh sağlığı hastanesine yatırılmasına karar verilir.