22 Numarada Cinayet izle

Eksantrik milyoner Lionel Twain (Truman Capote), dünyanın en meşhur beş dedektifini ve yardımcılarını şehir dışındaki kasvetli malikanesine özel bir akşam yemeği için davet eder. Bu seçkin grup, farklı ülkelerden gelen ünlü dedektiflerden oluşmaktadır: Sidney Wang (Peter Sellers) Catalina'dan, Milo Perrier (James Coco) Belçika'dan, Sam Diamond (Peter Falk) San Francisco'dan, Dick ve Dora Charleston (David Niven ve Maggie Smith) New York'tan, Jessica Marbles (Elsa Lanchester) ise İngiltere'dendir. Ancak daha eve adımlarını attıkları andan itibaren gizemli ve tuhaf olaylar yaşanmaya başlar. Dedektifler ve yardımcıları, anlam veremedikleri kazalar ve garip tesadüflerle karşı karşıya kalır.

Yemekte ev sahibi Lionel Twain ortaya çıkar ve misafirlerine sürprizini açıklar: Henüz işlenmemiş bir cinayeti çözmeleri gerekmektedir. Üstelik Twain, hepsinden daha zeki olduğunu kanıtlamak niyetindedir. Dedektiflere, gece yarısı içlerinden birinin öldürüleceğini ve sabaha kadar hayatta kalabilen kişiye 1 milyon dolar ödül verileceğini bildirir. Bu duyurunun hemen ardından ortadan kaybolur ve malikanede kargaşa başlar.

Tuhaf olaylar arka arkaya yaşanır: Dönerek kaybolan odalar, gizli geçitler, konuşan hayvan kafaları ve beklenmedik cinayetler… Önce uşak öldürülür, fakat cesedi ortadan kaybolur. Ardından Lionel Twain’in de öldüğü anlaşılır. Dedektifler bir araya gelerek ipuçlarını birleştirmeye çalışırken, her birinin ev sahibiyle geçmişten gelen bir bağlantısı olduğu ve onu öldürmek için güçlü sebepleri bulunduğu ortaya çıkar. Gece ilerledikçe dedektifler ve yardımcıları odalarına çekilir ancak burada birbirinden ölümcül tuzaklarla karşılaşırlar: Patlayan bombalar, zehirli akrepler, yılanlar… Hepsinin teker teker öldüğü sanılır. Ancak asıl sürpriz sona saklanmıştır.

Bir süre sonra herkesin aslında hayatta olduğu ortaya çıkar. Dahası, kör olduğu sanılan uşak da ölmemiştir ve başından beri her şeyi o planlamıştır. Fakat gerçekte uşak da değildir! Yüzündeki maskeyi sıyırdığında Lionel Twain olduğu anlaşılır. Ancak bu da son perde değildir, çünkü Twain’in maskesi bir kez daha çıkarıldığında altından malikanenin sağır ve dilsiz hizmetçisi çıkar. Üstelik o da ne sağırdır ne dilsiz! Gizemin katmanları açıldıkça işler iyice çığırından çıkar ve dedektifler, kimin kim olduğunu, neyin gerçek neyin illüzyon olduğunu anlamaya çalışırken kendilerini akıl almaz bir düğümün içinde bulurlar.